Batı Mitinin Sonu

Hüseyin Yazıcıoğlu

Batı/Avrupa Medeniyetini; Yunan Helenizm’inden Roma imparatorluğuna, ortaçağ karanlığından haçlı seferlerine, Endülüs’ten Rönesans ve Reform hareketlerine, Makinenin İcadından Endüstri Devrimine, günümüz dünya düzeni temellerinin atıldığı İkinci Dünya savaşından Neoliberalizm-Küresel vahşi kapitalizme kadar gelen süreci batının binlerce yıllık inişli-çıkışlı serencamı olarak özetleyebiliriz.

Bu serencamda batının gerçek/çirkin yüzünü görmek mümkündür; Marksizm, ateizm, monarşizm, Darwinizim, Makyavelizm, Hümanizm, krallık, diktatörlük, demokrasi, parlamento, senato gibi beşeri yönetim sistemleri, modern kölelik, emeğin sömürüsü, emperyalizm, işgal, zulüm, insanın özellikle kadının meta haline getirilişi, ortaçağ karanlığı, haçlı seferleri, dinin afyon olarak kullanılması, mezhep savaşları, yerli halk katliamları, silahın ve makinanın icadı, devrim ve ihtilaller, dünya savaşları, günümüz kapitalist sömürü araçlarının (IMF, Dünya Bankası, Dünya Ticaret Örgütü, FED, BM, AB, NATO, G7,OECD vb.) kurulması, eşcinsellik, homoseksüellik, lezbiyenlik, LGBT, nükleer, kimyasal, biyolojik silahlar… Bütün bunlar menfaat ve çıkarları uğruna her yolu mubah sayarak insanları tasallut altına alan, kötülüklerin kaynağı batının insanlığın başına musallat ettiği belalardır.

Bütün bu kötülüklere rağmen batı mit haline gelmiş/getirilmiştir.

Bunlar batının alametifarikası/karakteri/kimliği olmuştur.  

Tarihte; Yunan, Roma, Bizans, Frank, Germen, Kent/Şehir devletleri, İngiltere krallığı/Britanya, Avrupa gibi farklı devletler/medeniyetler olarak karşımıza çıkan batı miti günümüzde de sembol olarak Amerika Birleşik Devletleri(ABD), İngiltere, Fransa, Almanya, Avrupa Birliği(AB), Siyonist İsrail olarak varlığını sürdürmektedir. Ama insanlığın başına bela olan vahşilik, ahlaksızlık, zulüm, zorbalık, sömürü temel karakteri hiç değişmemiş, artarak devam etmektedir.

Bu kötü karakteri hiç değişmeyen batı miti zor günler geçirmektedir.

Bugün tamamen yok oluşla yüz yüze gelmiştir.

Bunun farkındadır ve bütün insanlığı da düştüğü ateşe çekmeye çalışmaktadır. 

Batı mitinin günümüzdeki sembolü Amerika, bir düşünürün dediği gibi öncelikle kendi evlatlarını yemeye başlamış, İngiltere başta olmak üzere Fransa, Almanya ve bütün Avrupa’yı esir almıştır. Bu ülkeleri içinde bulunduğu kargaşa ortamına çekerek; ambargo, boykot, savaş tehdidi, hastalıklar, grevler, ırkçılık, sokak çatışmaları, enerji krizi, ekonomik ve ahlaki sıkıntılar yüzünden pimi çekilmiş, her an patlamaya hazır bomba haline getirmiştir.

Amerika, kontrolündeki kapitalist sömürü kurumları (IMF, Dünya Bankası, FED, NATO, BM vb.) ile tüm dünya halklarını tehdit ve şantajla terbiye etmekte, kullanmaktadır.

Amerika kendisi gibi insanlığı da hızla savaşa, kaosa, hastalıklara, açlık, yoksulluk, sefalete, ölüme sürüklemektedir.

Amerika, Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna’ya sınırsız silah desteği sağlayarak, NATO güçlerini kullanarak Rusya’yı ve dolayısı ile savaşa sürüklediği Avrupa’yı yok etmeye çalışmaktadır. Siyonist Zelenski liderliğindeki Ukrayna; çöken, yok olan Amerika’ya güvenmenin sonunun ne olduğunu çok geç anlamıştır.

Amerika en büyük güç ve rakip olarak gördüğü Çin’i Uzakdoğu Asya da Tayvan’la tahrik ederek bölgeyi top yekûn savaşa sokmak istemektedir. Ekonomik iflasın ve çöküşün eşiğine gelen Amerika sözde yatırımlarını durdurarak ve ekonomik ilişkileri keserek Çin’i de ekonomik iflasa sürükleme peşindedir.

Hindistan, Çin, Japonya, Kuzey Kore, Güney Kore ve Pakistan’ı sınır çatışmalarını bahane ederek savaşa sokmak için kışkırtmaktadır.

Artık güney Amerika’yı arka bahçesi olarak kullanamamaktadır. Amerika, geçmişte halklara yapmış olduğu zulüm, darbe ve sömürüler yüzünden şimdi arka bahçesinden gelebilecek tehdit ve tehlikelerden korkmaktadır.

Amerika; Afrika da Çin’e kaptırdığı gücünü/otoritesini, kurduğu terör çetelerine katliamlar yaptırarak öç almaya çalışmaktadır.

Amerika; Ortadoğu, Irak, Afganistan, Yemen, Lübnan, Suriye ve Filistin de kurduğu Taliban, El Kaide, IŞİD gibi terör çetelerinin direniş cephesi tarafından yok edilip planlarının bozulmasını kendine yedirememektedir. İsrail’in güvenliğine faydası olmayacağını bile-bile yerli işbirlikçiler ve kukla bedevi Araplarla ittifakı sözde derinleştirmeye çalışmaktadır. Askeri, ekonomik, siyasi açıdan ortadoğuda bataklığa saplanmış, çökmüş bir Amerika’nın bu saatten sonra Siyonist İsrail’e hiçbir faydası olmayacağını ikisi de kabullenmiştir. Özellikle Siyonist İsrail bunu çok iyi bilmekte, artık çaresizlik içinde ecelini beklemektedir. Ölüm korkusundan Ataları Beni Kaynuka, Beni Nadir ve Beni Kurayza gibi kaçacak, sığınacak yerlerin derdine düşmüştür.  

Emrindeki emperyalist çetelerin bütün planlarını bozan, çıkar ve menfaatlerine darbe vuran, hesaplarını alt-üst eden İran İslam Cumhuriyeti’ni kurulduğu günden bu yana kırk küsur yıldır ekonomik, askeri, siyasi ambargo ve ablukalarla yok etmeye çalışmaktadır. Amerika bu beyhude girişimleri ile kendini bitirdiğinin çok geç farkına varmış, İslam devleti Amerika’nın ipini çekmiştir.

Batı mitinin son temsilcileri Amerika, ortakları AB ve Siyonist İsrail ekonomik, askeri, siyasi ve ahlaki açıdan çökmüş, bitmiş, sonları gelmiştir.

İnsanlar bunun farkındır ve çöküşü, yok oluşu sevinçle izlemektedirler.

Aç, açık, yoksul, yetim, ezilmiş, zulmedilmiş, mazlum, mustazaf, zayıf düşürülmüşlerin gözü aydın olsun.  

“Biz ise istiyoruz ki; yeryüzünde zayıf düşürülenlere lütufta bulunup onları önderler ve mirasçılar kılalım.”

Hakkın ve adaletin hâkim olacağı, insanca yaşamın hüküm süreceği yenidünya yakındır.